Grup Hepsi Fan Club Fan Club ツ
HoşgeLdiniz , Misafir. Son Ziyaretiniz ,Perş. Ocak 01, 1970 Toplam Mesajınız , 26 Son Üyemiz ,https://hepsicilerclub.yetkinforum.com/u401 |
| | Aşk Hikayeleri | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
cLeopatRa.* !!..мσdנυк
Mesaj Sayısı : 1759 Yaş : 29 Nerden : İzmir Lakap : cLeopatRa Vet Ruh HaLi ? : SanaL Hayvan ? : Hanqi Takım?? : Hanqi Eş?? : Başarı Sistemi : 3 Rep Gücü : 2049 Kayıt tarihi : 03/04/09
| Konu: Aşk Hikayeleri Çarş. Mayıs 06, 2009 9:37 pm | |
| biraz uzun gibi ama kesinlikle okurken farkına varmadan bitirmiş olacaksınız.... Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez.... Biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda başrdılar. İkisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında. Delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan binmişti otobüse, kız ise ablasında.... Sırf birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çıkıp, şehrin öbür ucundaki o durağa, onların durağına geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre sonra...
Okullarını bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem de çok mutlu... Bazen işsiz, bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar. Ayın sonunu zor getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarında da hep mutluydular. Zaman aşımına uğrayan, alışkanlıklara yenik düşen, banka hesabında para kalmadığı için ya da tam tersine o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğuruna bitip-tükeniveren sevgilerden değildi onlarınki... Günler günleri, yıllar yılları kovaladıkça sevgileri de büyüdü, büyüdü... Tek eksikleri çocuklarının olmamasıydı. Zorlu bir tedavi sürecine rağman çocuk sahibi olmayınca, "bütün mutlulukların bizim olmasını beklemek, bencillik olur" diyerek devam ettiler hayatlarına. Çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler... "Senin için ölürüm" derdi kadın, sımsıkı sarılıp adama ve adma "Hayır, ben senin için ölürüm" diye yanıt verirdi hep...
Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not görürdü kadın, "Bir tanem, kütüphanenin ikinci rafına bak...." Kütüphanenin ikinci rafında başka bir not olurdu, "Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi sakın unutma" Mutfaktaki masadan, salondaki dolaba sevgi dolu notları okuya okuya koşturan kadın, sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman en sevdiği çikolatalar, kimi zaman da pahalı armağanlarla karşılaşırdı... Aldığı hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten....
Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne kadar yoğun olursa olsun hep birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama kırklı yaşların ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar verdiler. Adam, hastaneden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye başladı. Kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı. Artık daha fazla beraber olabiliyorlardı. Bir gün sahilde dolaşırken, harap durumda bir ev gördü kadın, üzerinde "satılık" levhası asılı olan. "Ne dersin, bu evi alalım mı?" dedi adama. "Bu viraneyi yıktırır, harika bir ev yaparız. Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terası olan, martıları kahvaltıya davet edeceğimiz bir deniz evi yapalım burayı..." "Sen istersin de ben hiç hayır diyebilirmiyim?" diye yanıt verdi adam. "Amerika'daki tıp kongresinden döner dönmez ararım emlakçıyı... Kaç para olursa olsun, burası bizimdir artık...."
Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde, ayrılmaları zor oldu adam Amerika'ya giderken. Her gün, her saat konuştular telefonla. Gözyaşları içinde kucaklaştılar havaalanında. Fakat birkaç gün sonra, kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın. Eskisi kadar mutlu görünmüyor, konuşmaktan kaçınıyordu. Onu neşelendirmek için, sahildeki evi hatırlattı ve çizdiği projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı: "Canım, o ev bizim bütçemizi aşıyor. Sen en iyisi o evi unut..."
Mutsuzluk, mutluluğun tadına alışmış insanlara daha da acı, daha da çekilmez gelir. Kadın, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri. Derdini söylemesi için yalvardı adama, "Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat" diye dil döktü boş yere... Yıllardır sevdiği adam, duyarsız ve sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki. Ona ulaşmaya çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu kadın, her çarpmada daha fazla kanıyordu yüreği...
Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün hayatının birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken, "Artık dayanamıyorum, sana söylemek zorundayım" diye sözünü kesti arkadaşı. "O, seni aldatıyor. İş yerimin tam karşısındaki restoranda genç bir kadınla yemek yiyiyor her öğlen. Sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya...." "Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanları" diye bağırdı kadın. Onca yıllık arkadaşını, kendisini kıskanmakla suçladı.... Ertesi gün, öğle vakti o restoranın hemen karşısında bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının sadece masal olduğunu anladı... Kocasının eskiden aynı hastanede çalıştığı genç çocuk doktorunu tanıdı hemen. Bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldığını gördü adamın...
Akşam kocası eve gelir gelmez, bazen bağırıp, bazen ağlayarak, bazen ona sımsıkı sarılıp bazen de yumruklayarak haykırdı suratına her şeyi. İnkar etmedi adam. Zamanla duyguların değişebildiği, insanların orta yaşa geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden. Kapıdan çıkarken, "son bir kez kucaklamak isterim seni" diyecek oldu ama kadın, "defol" dedi nefretle...
İlk celsede boşandılar... Modern bir aşk hikayesinin böyle son bulmasına kimse inanamadı. Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın. Adamın, sevgilisiyle birlikte Amerika'ya yerleştiğini öğrendi. Bazen yalnız kaldığında, onu hala sevdiğini hissedince, ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın yerini, en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretin kalması için dua ediyordu.
Aradan bir yıl geçti... Her şeyin ilacı olduğu söylenen zaman bile, kadının derdine çare olamamıştı. Bir sabah, ısrarla çalan zilin sesiyle uyandı. Kapıyı açtığında, karşısında o kadını gördü. "Sen, buraya ne yüzle geliyorsun" diye bağırmak istedi ama sesi çıkmadı. "Lütfen, içeri girmeme izin ver, mutlaka konuşmamız gerekiyor." dedi genç kadın. Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı: "Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında. Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü. Geçen yıl Amerika'daki kongre sırasında öğrendi hastalığını ve yaklaşık bir senelik ömrü kaldığını. Buna dayanamayacağını, hep söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyeceğini biliyordu. Seni kendinden uzaklaştırmak için, benden sevgilisi rolünü oynamamı istedi. Ailesine de haber vermedi. Birlikte Amerika'ya yerleştiğimiz yalanını yaydı. Oysa ilk karşılaştığınız otobüs durağının karşısında bir ev tutmuştu. Tedavi görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı. Gece fenalaşmış, bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim. Sana bu kutuyu vermemi istedi..." Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını biliyordu kadın. Hemen oracıkta ölmek istiyordu. Eline tutuşturulan kutuyu açmayı neden sonra akıl edebildi. İtinayla katlanmış bir sürü kağıt duruyordu kutuda. İlk kağıtta, "Lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem" diyordu... Sırayla okudu; "Seni çok sevdim", "Seni sevmekten hiç vazgeçmedim", "Senin için ölürüm derdin hep, doğru söylediğini bilirdim." "Fakat benim için ölmeni istemedim" "Şimdi bana söz vermeni istiyorum." "Benim için yaşayacaksın, anlaştık mı?" son kağıdı eline alırken, kutuda bir anahtar olduğunu gördü kadın... Ve son kağıtta şunlar yazılıydı:
"Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre yaptırdım. Kocaman terasta martılarla kahvaltı ederken, ben hep seni izliyor olacağım...."
alıntıdır...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Böyle bir aşk vakası görülmedi.. Birbirine deliler gibi aşık olan bir Rus genciyle bir Rus kızı, görenleri dehşete düşürecek inanılmaz bir aşk çılgınlığına imza attı...
Adları açıklanmayan ancak Rusya'da günün konusu haline gelen çılgın aşıklar, evlenmeden önce nişan yüzüğü takmak yerine birbirinin karşılıklı olarak yüzük parmağını dişleriyle koparttı.
Aşklarını ölümsüzleştirmek ve birbirini unutmamak için yüzük parmaklarını karşılıklı olarak ısırarak kopartan çift, yarım parmaklı kaldı.Bir başka iddia ise ısırdıkları parmakları yuttukları şeklinde.
Dewam edicem ama yorumLardn snraa | |
| | | çılgın_avril !!..ρяєηѕєѕ
Mesaj Sayısı : 1439 Yaş : 27 Nerden : avrilin kalbinden Lakap : çılgın-avril Ruh HaLi ? : SanaL Hayvan ? : Hanqi Takım?? : Hanqi Eş?? : Başarı Sistemi : 20 Rep Gücü : 1409 Kayıt tarihi : 08/03/09
| Konu: Geri: Aşk Hikayeleri Perş. Mayıs 07, 2009 2:52 pm | |
| | |
| | | cLeopatRa.* !!..мσdנυк
Mesaj Sayısı : 1759 Yaş : 29 Nerden : İzmir Lakap : cLeopatRa Vet Ruh HaLi ? : SanaL Hayvan ? : Hanqi Takım?? : Hanqi Eş?? : Başarı Sistemi : 3 Rep Gücü : 2049 Kayıt tarihi : 03/04/09
| Konu: Geri: Aşk Hikayeleri Çarş. Mayıs 20, 2009 11:53 am | |
| b.d
Dewam..
Tamamen Gerçek Hayattan Alıntı Bu Aşk Hikayesini Okurken Çok Duygulanacak Hüzünlenecek ve Bu Hikaye\'''nin Etkisinde Kalacak ve Bu Etkiyi Üzerinizden Bir Kaç Gün Boyunca Atamayacaksınız. Hiyakenin Konusu Bir Gençin Sonu Ölümle Biten Çocukluk Sevdasını Anlatıyor...
BIZIMKISI BIR ASK HIKAYESI
Sizin için ne derece önemi var bunu bilmiyorum ama ben bu satırları yazarken gözümden damlalar akıyor klavye üzerine. Erkekler ağlamaz lafı bana göre değil. Ağlamaktan hiç utanmadım,duygularım,acılarım beni boğduğu zaman hep ağladım.Yine ağlıyorum... Sizleri tanımıyorum ama sizlerle paylaşmak istiyorum.Lütfen;bu satırlara bir seven olarak sahip çıkın ve lütfen yazılı satırlar olarak geçmeyin. Okudukça yeryüzünde insanlar neleri yaşarmış diyeceksiniz buna eminim. Bir memur ailenin en küçük çocuğu olarak babamın tayininin çıktığı bir köye taşındık.Huzursuzdum,okulumu bir köy okulunda okumaktansa ,şehirde medenice okumak istiyordum.kaydımı yaptırdı babam okula.İlkokul 4. sınıftan başladım köy okuluna.Beni bir sınıfa verdiler.Öğretmen köyde yabancı olduğumu biliyordu ve hangi sıraya oturmak istiyorsan otur dedi bana.Bir kızın yanı boştu sadece oraya oturdum.Hayatımı adadığım,gidişiyle beni bitiren insanla ilk o zaman tanıştım.İsmi Altınay idi.Çocuk yaşımda bile onun güzelliği beni çok etkilemişti.Masmavi gözleri,gamze yanakları ile arada bir bana dönüp gülüşü,yanlış yazdığım notlarımda kendi silgisiyle defterimdeki hatayı silmesi beni o minik yaşımda ona bağladı.O dönemlerde çocukça bir arkadaşlıktı. Zaman ilerledikçe onsuz tek saniye geçiremiyordum.ya ben onlara gidip ders çalışıyor, yada o bize geliyordu.Mükemmel bir paylaşımcıydı.Yüreğini,sevgisini,dostluğunu daha o yaşta vermişti bana.İlkokulu birlikte okuduk ve aynı sırada bitirdik.Hep onunla hep ona biraz daha alışarak. Ortaokula geçtiğimizde ailelerimize rica ettik ve bizi aynı okula yazdırdılar, hatta aynı sınıfa,hatta aynı sıraya oturmamız için babalarımız öğretmenlere adeta yalvardılar.Başarmıştık. Yine aynı sıradaydık.Geride kalan ilkokul dönemindeki iki yılda anladım ki onsuz hayat bana huzur vermiyordu.Yaşımız olgunlaştıkça o beni,ben onu daha çok seviyordum.Çocukça başlayan arkadaşlığımız sevgiye aşka dönüşmüştü ortaokul yıllarımız bitmek üzereyken.Şehir merkezinde.Ailelerimiz liseye geçtiğimiz sırada ortak bir karar aldılar.Buna göre tek ev kiralayacak ikimiz aynı evde kalacaktık.Annem de bizimle kalacaktı.Allah\'''ım o karar bize iletildiğinde dakikalarca sarmaş dolaş kutlamıştık bunu.Ona aşık olmuştum.Aynı duyguları o da paylaşıyordu ve bunu fark eden ailelerimiz okul bittiğinde evlendirelim diye karar almışlardı bile.Ona tapıyordum artık.Haşa Allah\'''a şirk koşar gibi günah işlercesine seviyordum.İlk elini tuttuğumda sakın bir daha bırakma demiştim. Yanakları kızarmıştı,utanmış ve başını önüne ! eğmiş,gülümsemiş ve elimi sıkı sıkı kavramıştı.Artık her gün elele tutuşup okula gidiyor okuldan çıkarken elele dolaşıyor geziyor öyle gidiyorduk evimize.Arada bir elleri terler ve her terleyişte elini elimden kurulamak için çekerdi.Bunu her yaptığında kızar elimi bırakma diye azarlardım,hep tamam tamam diyerek gülümser ve hızla elini avucuma sokuştururdu. Her şey harikaydı,dünya cennet gibiydi gözümüzde.Yıllar akıp gidiyordu mutluluk içinde.Nihayet liseyi de bitirmek üzereydik.karne dönemi gelmişti.Karnelerimizi aldık hiç kırığımız yoktu.Sevinçle sarıldık birbirimize elimi tuttu.bunu kutlamak için bir cafeye gidip cola içerek kutlayacaktık.Okulun az ilerisinden geçen bir çakıl yol vardı.Her zaman toz duman içinde olurdu.çakıllarla kaplıydı.O yolun benim ve ölürcesine sevdiğim insanın ayrılmasında bu kadar rol oynayacağını bilsem hiç girer miydik o yola.Neler vermezdim o yolu yürümemek için. Eli yine elimdeydi,ansızın elini çekti,terlemişti yine eli.Sanırım dört adım atmıştım.Dönüp yine azarlayacaktım.Çünkü hem elimi bırakmış,hem de geride kalmıştı.Dönüp baktığımda Dünya başıma yıkıldı.Sanki gök kubbenin altında kaldım.yerdeydi ve yüzünden kan fışkırıyordu.ne yapacağımı bilemedim üzerine kapandım yüzüne yapışmış saçlarını kaldırdığımda hayatımı bitiren o görüntüyle karşılaştım.Başı kesilmiş bir tavuk gibi çırpınıyordu.Suratına bir taş parçası bıçak gibi saplanmıştı ve bakmaya doyamadığım mavi gözlerinden biri akmıştı.Suratının yarısı yoktu.Hırlıyordu bana bir şeyler demek istiyor kanla kaplı diğer gözünü temizleyerek bana bir şeyler demeye çalışıyordu.Yoldan geçen bir kamyonun tekerinin altından fırlayan bir taş suratına saplanmıştı.Ölürcesine bir aşkı,geleceğimizi kibrit büyüklüğünde bir taş parçasının bitireceğini bilemezdim.Donuk donuk hiç konuşamadan yüzüne bakmaktan başka bir şey yapamıyordum. Ellerini tuttum kaldırdım başını göğsüme dayadı ve elimi sıkı sıkı tuttu.Akan kan ellerimize damlıyordu.Yoldan geçen bir araba durmuş bizi seyrediyordu,hastaneye yetiştirelim dediğimde kanlı olduğu için almadı ve kaçtı gitti.Kimse arabaya almıyordu.çevreme bakıp yardım eden demekten,ona dönüp seni seviyorum,beni bırakma,dayan demekten başka bir şey yapamıyordum.İki dakikalık bir çırpınıştan sonra kucağımda öldü.Cennet olan Dünya 5 dakikada cehenneme döndü.Tam dokuz yıl oldu onu yitireli. Kendime olan güvenimi yitirdim.Artık kimseyi sevemem,kimsede beni sevemez korkusundan kurtaramıyorum kendimi.Bitkisel hayatta gibiyim.Tek elimde kalan bu net.bu net aracılığıyla sizinle paylaşmak istedim.Yitiren,ya da ben yitirenle paylaşmak isteyen herkese elleri terlese bile ellerimi bırakmamaları şartıyla elimi uzattım.Dost,kardeş,arkadaş ne olursanız olun ama elimi bırakmayın.Size sesleniyorum, elimi bırakmayın lütfen...
Bu yazıyı okurken sizinde eliniz terlediyse o zaman bilin ki sizde sevdiniz…. duygulandınız hatta ağladınız ama işte kader…
Netten buldum gerçekten çok güzel
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bu olayı bir gazetede okumuştumAklıma geldiği zama tüylerim ürperirİçene kapanık bir delikanlı vardırHergün işten çıkınca parka arkadaşlarının yanına uğrarBirgün gittiği parkta çok güzel bir kız görür,ve yanında gidip oturmaya karar verirCesaretini toplayıp dediğini yaparKıza merhaba oturabilirmiyim derKız gülen bir yüzle tabiki derVe orda konu ilerler delikanlı kızın yanından ayrılırken telefon numarasını ve bir daha buraya gelip gelmeceğine sorarKız ben hep burdayım,ayrılırlarDelikanlı iş çıkışlarında artık hep kızla buluşur arkadaşlarıda artık sitem etmeye başlarBirgün eve arkadaşları ile giderAnnesi kapıyı açarAnne arkadaşlarım geldi yemek yiyip dışarı çıkıcaz derAnnesi ağlayarak odayı terkederDelikanlı bu olay karşısında şaşırırArkadaşları ile yemek yer sohbet eder ama aklı hep annesindedirNeden böle yaptığına anlam veremezAradan uzun zaman geçerParktaki kız arkadaşı ile artık evlenmeye karar verirlerBu olayı annesine anlatmak için koşa koşa eve giderKapıyı açıp içeri girdiğinde annesinin ağlama sesini duyarSizin oğlunuz şizofren diye bir ses duyar ve sessizce mutfağa girip dinlemeye devam ederAnnesi doktor bey bir çaresi yok mu diyerek doktoru uğurlarken çocuğunu yerde ağlarken görürO sırada çocuğun aklından evleneceği kız geçer ya oda hayalse der Annesin sesiyle irkilidir delikanlıSen der, delikanlı evet anne bütün konuşmalarınızı duydum deyerek kendini dışarı atarAklında heğ evlenceği kız vardırAllah'ım ne olursun o hayal olmasın der ne olursun olmasınSakinleşince eve gider ve annesi çocuğa herşeyi anlatırEve getirip gülüp konuştuğu yemek yediği arkadaşlarının bir hayal olduğunu söylerDelikanlı şaşkın bir halde oda hayal evet biliyorum der Aradan iki gün geçtikten sonra kız arkadaşını arayıp evine yemeğe davet ederKız bu nazik olay karşısında teklifi kabul ederDelikanlı annesine herşeyi anlatırBana doğru söyliceğine dair annesine yemin ettirirOda hayal mi değil mi diye sadece annesine güvenmektedirAkşam olup çatarKızı iş yerinden alıp eve götürürAma hep dua eder ALLAH'IM inşallah hayal değildir diyeEvin kapısını heyecanlı bir şekilde çalarKız çocuğun bu hareketlerine anlam veremezVee annesi kapıyı açar yüzünde bir gülümse merhaba KIZIM derDelikanlı bu olay karşısında şok içindedirSADECE EVET EVET HAYAL DEĞİLSİN DİYE BAĞIRIR Delikanlının bugün hayal olmayan 2 tane çocuğu vardır Melis ve Hakan adında | |
| | | çılgın_avril !!..ρяєηѕєѕ
Mesaj Sayısı : 1439 Yaş : 27 Nerden : avrilin kalbinden Lakap : çılgın-avril Ruh HaLi ? : SanaL Hayvan ? : Hanqi Takım?? : Hanqi Eş?? : Başarı Sistemi : 20 Rep Gücü : 1409 Kayıt tarihi : 08/03/09
| Konu: Geri: Aşk Hikayeleri Çarş. Mayıs 20, 2009 12:22 pm | |
| | |
| | | w!cKeD .. (!) !!..çaLıskan üye
Mesaj Sayısı : 2035 Yaş : 28 Nerden : ewDéN xD Lakap : WicKeD Ruh HaLi ? : SanaL Hayvan ? : Hanqi Takım?? : Hanqi Eş?? : Başarı Sistemi : 1 Rep Gücü : 685 Kayıt tarihi : 17/04/08
| Konu: Geri: Aşk Hikayeleri Çarş. Mayıs 20, 2009 4:30 pm | |
| saqoL hayaDımm (: dewamm xD | |
| | | cLeopatRa.* !!..мσdנυк
Mesaj Sayısı : 1759 Yaş : 29 Nerden : İzmir Lakap : cLeopatRa Vet Ruh HaLi ? : SanaL Hayvan ? : Hanqi Takım?? : Hanqi Eş?? : Başarı Sistemi : 3 Rep Gücü : 2049 Kayıt tarihi : 03/04/09
| Konu: Geri: Aşk Hikayeleri Çarş. Mayıs 20, 2009 6:01 pm | |
| Akrabama Aşığım Uzaktan akrabamızdı. Abi diye hitap ederdim ona kendimi örnek aldığım; tıpkı dağların doruklarında zamansız kalabilmiş kar birikintisi gibi göz alıcı bir şahsiyetti benim gözümde. Paylaşımlarla kurulan dostluğumuz, saatlerce süren dostluk kokan sohbetlerimiz dertlerimiz anılarımız gülüşlerimiz ve tesellilerimiz yerini çok sonra fark edebildiğim kaçamak bakışlara bırakır gibiydi. Bir türlü kabullenesim gelmiyordu dostane duyguların aksini. Ailem dahil çevremdeki herkesin gözdesiydi o. Bilhassa arkadaşla gönülleri fethediyordu muhabbetiyle. Buna rağmen mantığımı elden bırakmıyor onun beni asla yar olarak göremeyeceği gerçeğini açıklamaya çalışıyordum bizleri yakıştıranlara. Ben olgun bir yetişkin gibi davranmaktan bihaber yaşamayı ilke edinmiş bir genç kızdım. O ise sorumluluk sahibi ciddi bir deniz astsubayıydı. Karakterli, ağırbaşlı disiplinli bir o kadar da iyimserdi.
Velhasıl 1,5 aylık bir süreden sonra görkemli bir itirafla yüz yüze kalıyordum. ‘’Bana abi deme’’ diyordu. Ben ise şaşkındım sessizce haykırıyordum içten içe, şimdi neler olacak diye. Susarak geçirdiğim 2 günden sonra onu deli gibi severek başladım güne. İnanıyordum uykumda aşık olmuştum ona.
Her ikimizin gözlerinde görülmeye değer bir ışık yüzlerinde ise tarifi mümkün olmayan bir tebessüm yer edinmişti. El eleydik. Bir ömür boyu beraber yol almak için ilk adımı attık sözlendik. Fakat ayrı düştük; aşkım dünyanın bir ucunda seyirdeydi. Bekledim bekledim...
En nihayetinde kavuştuk sınırsız sevgi limanımızda. Ama vuslatın sarhoşluğu fazla devam etmedi 1 aylık bir sürecin ardı gelen bir özlem daha ayırdı bizleri sevdiğimle yine! Şimdi uzağız yine birbirimize. Yıldızlara yarenlik etmek alışıla gelmiş bir sohbet oluyor zamanla. Bu yüzden doyamıyoruz ya birbirimize hatta bazen sevgi sözcükleri bile aç kalıyor sevgimizin yanında. Ruhlarımızı çepeçevre sarmalayan sıcaklığın yanı sıra, yalnızlıklarımızda kurduğumuz hayallerimizle yücelttiğimiz umutlarımızla körüklüyoruz hasretliğimizi biz. Neyse ki her ikimizde severek yaşıyoruz. Neyse ki bizler özlemle yanıp özlemle tutuşuyoruz. Ve asla aşkı katliamlara maruz bırakanlardan olmuyoruz...
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hep özlediğim, beklediğim aşkın böyle aniden kapımı çalıvereceğini, izin almadan yüreğimde bir köşeye yerleşeceğini hiç düşünmememiştim. Göz göze geldiğimiz anda. Başımdan aşağıya buzlu su dökülmüş gibi hissettim.Bakışları içimi titretti, bilmediğim, tanımadığım bir dünyanın kapıları açılıverdi önümde... Kimde, neydi, hangi sınıfta öğrenciydi, daha önce onu görmemiştim. Bütün gün bu sorularla boğuştum. İlk şoku atlatıp kendime geldiğimde okulda onu aramaya başladım. Gerçeği öğrenmem hiç zor olmadı tabii ki! Suratıma tokat gibi çarpan gerçeği... O okulumuzda yeni görev yapmaya başlamış bir öğretmendi çok genç olduğu için öğrencilerden ayırt etmek mümkün değildi. Böyle şeyler yalnız filmler de olur sanırdım. Oysa ben sırılsıklam aşık olmuştum. Gözleri başımı döndürecek kadar güzel olan yalnızca adını ve öğretmen olduğunu bildiğim biri, kısacık bir zamanda hayatımı değiştirivermişti. Ona aşık olmam benim suçum muydu? İnsan hesap kitap yaparak aşık olmazdı ki? Tamam itiraf etmeliyim, ben pek normal biri değilim. Başkalarına göre farklı yanlarım çok., özellikle de aşk söz konusuysa hiçbir zaman sıradan biri olmadım ama bu kez tamamen kaderdi. Sonunda ona söylemeye karar verdim. Madem aşık olacak kadar cesaretliydim, söyleyecek kadar da cesaretli olmalıydım. Söyledim. Şaşkınlığımı ifade edecek sözleri şu an ben bulamıyorum. Düşün bir kez, çat kapı bir öğrenci geliyor ve ‘’ ben sizi gördüğüm ilk andan beri seviyorum’’ diyor. Ne hissedersiniz bilemem ancak o bana karşı çok olgun, anlayışlı davrandı. Yaptığım çocukluklarla hayatını cehenneme çevirdiğim halde sevgiyle yaklaştı.. incitmemek için çok uğraş verdiğini şimdi anlıyorum oysa o zamanlar çok incitmiştim. Bir gün bana hak vereceksin demişti evet onu anlıyorum ve hak veriyorum. En doğrusunu yaptı. Zaman belki çılgın aşkımı bitirdi. Ama ona olan saygım ve sevgim sonsuza kadar sürecek.
bişi deiL arkadaşLar x) | |
| | | nisanur !!..уєρ уєηι üує
Mesaj Sayısı : 53 Yaş : 28 Nerden : kırıkhan Lakap : sedasayan Ruh HaLi ? : SanaL Hayvan ? : Hanqi Takım?? : Hanqi Eş?? : Başarı Sistemi : 0 Rep Gücü : 68 Kayıt tarihi : 30/05/09
| Konu: Geri: Aşk Hikayeleri Salı Haz. 02, 2009 3:59 pm | |
| Son Şarkı...
Son zamanlarda gördüğüm en iyi filmin "Karanlıkta Dans"ın bir türlü gözümün önünden gitmeyen muhteşem sahnesi: Bir tren köprüsünde Jeff körlüğün eşiğindeki Çek mülteci Selma Jezkova'ya sorar: "- Görmüyorsun değil mi?" Kısık gözlerle sımsıcak gülümser Selma ve şarkısını söyler: "- Görecek ne var? En iyi dostunca öldürülen adamı gördüm. Yaşanmadan biten yaşamları... Görülecek bir şey kalmadı. Bu kadarını gördüm... fazlası açgözlülük olurdu".
* * *
İngiliz bulvar gazetelerinde efsanevi Beatles'ın gitaristi George Harrisson'ın kansere yenildiğini okuyunca anımsadım bu sahneyi... "Beynindeki kanserli tümör tüm vücudunu sardı. 5 aylık ömrü kaldı" diyordu gazeteler... İtalya'daki evine çekilmiş ve bir dostuna "Bu kez savaşı kaybettim" demişti; "...artık ölüme hazırım".
* * *
John Lennon - Paul McCartney buluşmasından sonra katılmıştı gruba George Harrisson... 1950'lerin sonlarında Liverpool'da işe koyulmuşlardı. En büyükleri 23 yaşındaydı. Kötü gece klüplerinde rock çalıyorlardı. Lennon'a göre en iyi çalışmalarıydı onlar... Savaş bittiğinde doğup 1960'larda gençliğini yaşayan kuşak öfkesinin müziğini Beatles'ta bulmuştu. Ama müzik endüstrisi bu öfkeyi kontrol altına almakta gecikmedi. Bir gün Brian Epstein girdi hayatlarına; hepsine tek tip elbiseler dikti. Spotlar altında ehlileştirip Elvis'le yarışa itti. Artık kendi rüzgarında sürüklenen bir efsaneydi Beatles... Bu rolden ilk sıkılan John Lennon oldu: "Büyüdük çok büyüdük ama tükendik de.... Daha ilk turneye çıktığımızda müziğimiz ölmüştü. Boktan hissediyorduk kendimizi... 2 saat rock yapmak yerine her gece 20 dakika aynı şeyi çalmak işimize gelmişti. Birer müzisyen olarak hiçbir zaman gelişememiş olmamızın nedeni budur. Başarmak uğruna kendimizi öldürmüştük".
* * *
Grubun dağılmasına yakın Lennon - McCartney rekabetinden her nasılsa sıyrılıp Beatles'in en güzel bestelerinden birkaçına imza attı Harrison... "Something" gibi...: "Kıpırdanışında bir şeyler / beni benzersizce cezbeder / Bana asılışında bir şeyler.../ İstemiyorum şimdi onu bırakmayı/ Biliyorsun nasıl inandığımı..."
* * *
Sonra Beatles dostların ihanetinden yaşanmadan yiten yaşamlara kadar her şeyi gördü ve görecek bir şey kalmayınca dağılıp gitti zamanın rüzgarında... John Lennon bir suikastte öldü. Kalan 3'lü ondan kalan bir teyp kaydından 1994'te bir "son şarkı" yaptı. Şarkının adı "Kuş kadar özgür"dü. "Tarih oldu" denirken geçen yılki antoloji albümüyle 20 yıl sonra yeniden müzik listelerinin zirvesine oturdu Beatles... Ve geçen hafta George Harrisson "Kanserden ölecek" haberlerinden sonra ilk kez çıktı ortaya... Avurtları çökmüş yorgun bir yüzle yalanladı öleceği söylentilerini...
* * *
"Karanlıkta Dans"ın finalini anımsadım bu kez de... Müzikallerde son şarkı çalmadan salondan çıkan ve böylece filmin hiç bitmediğine inanan Selma'yı oynayan Björk'ün darağacında çığlık çığlığa şarkı söylediği o inanılmaz finalden sonra perdede beliren iki satırlık yazıyı: "Bu son şarkı diyorlar; Çünkü bizi tanımıyorlar. Sadece biz izin verirsek son şarkı olur..!" | |
| | | nisanur !!..уєρ уєηι üує
Mesaj Sayısı : 53 Yaş : 28 Nerden : kırıkhan Lakap : sedasayan Ruh HaLi ? : SanaL Hayvan ? : Hanqi Takım?? : Hanqi Eş?? : Başarı Sistemi : 0 Rep Gücü : 68 Kayıt tarihi : 30/05/09
| Konu: Geri: Aşk Hikayeleri Salı Haz. 02, 2009 4:03 pm | |
| | |
| | | nisanur !!..уєρ уєηι üує
Mesaj Sayısı : 53 Yaş : 28 Nerden : kırıkhan Lakap : sedasayan Ruh HaLi ? : SanaL Hayvan ? : Hanqi Takım?? : Hanqi Eş?? : Başarı Sistemi : 0 Rep Gücü : 68 Kayıt tarihi : 30/05/09
| Konu: Geri: Aşk Hikayeleri Salı Haz. 02, 2009 4:14 pm | |
| Zamanın en iyisiydi.Hayat,arkadaşlar her şey en güzeliydi.Seviyordum yaşamayı.Hiç bir derdim yoktu ve daha öncede olmamıştı.Kısacası mutluydum. Daha on dördümdeydim.Yeni adım atıyordum gençliğe.Her şeyin güzel ilerleyeceğine inanıyordum.Dostlarım vardı yanımda.Belki de yoklardı ama ben mutluydum.Okul dershane gidip geliyordum.Ev hayatım ise normaldi.Annem babam benim mutlu olmam için her şeyi yapmaya çalışıyorlardı.Durumları elverdikçe tabi.Şımarık bir çocuk değildim.Okumayı seviyordum.Pek arkadaş edinememiştim ama ailemdi benim en iyi arkadaşım.Ve tabi dershanedeki arkadaşlarım da vardı biraz.Bir grubumuz vardı.Kızlı erkekli karma bir gruptu.İyi vakit geçiriyorduk.Pastanelere kafeteryalara gidiyorduk hep beraber. Ev hayatım..Oldukça doğal bir aile ortamıydı.Sıcaktı.Mutluyduk.Hala öyleyiz gerçi.İnternette vakit geçirmeyi severdim.Arkadaşlarımla Chat yapmayı severdim.Şu da bir gerçek ki internete araştırma yapmazdım.Sadece ilgi alanlarımda internete başvururdum.Yavaş yavaş arkadaşlarımla konuşmaya başlamıştım.Artık tanımadığım kimseyle konuşmuyordum.Ve yabancılarla konuşmaktan da hiç haz etmezdim. Ta ki o güne kadar.Bir gün yine bilgisayar başındayken ve yine sadece arkadaşlarımla Chat yaparken birinden konuşma talebi geldi.Kabul ettim.Belki tanıyorumdur diye.Tanımıyormuşum.Ama konuşmaya başladık.Aslında can sıkıcıydı ama öylesine konuştum işte.Ve biz bir süre devam ettik.Artık silmek istemiyordum onu.Konuşmak istiyordum.Numaramı verdim ve telefonda konuşmaya başladık.O da benden etkilenmeye başlamıştı belli.Yaklaşık üç ay kadar konuştuk.Ben başka bir okula kaydolacaktım o dönem.Ona da söylemiştim hangi okula gideceğimi.Aradan bir zaman geçti ve o da benim okuluma geleceğini söylemişti.İnanamamıştım.İlk defa biri benim için bir şeyler yapıyordu.Hayatımın en mükemmel günleriydi.Belki de şu an bana öyle geliyordur.Bilmiyorum. Okul başladı.Gerçekten aynı okuldaydık.Gelmişti.İlk zamanlar sadece bakışıyorduk.Daha ilk gün bulmuştum anlamıştım o olduğunu.Aradan bir zaman geçti.Arkadaşlarıyla selam yolluyordu.Belli ki utanıyordu.Ben de utangaçtım ama onun kadar değildim.İlk adımı ben attım.Sınıfına gidip konuştum.Ve o gün başladı. Daha acemiydik.Ya da ben öyleydim.Sevgili olmanın ne demek olduğunu bilmiyordum.O ilkti ve bana öğretecekti.Belli bir zaman sonra alışmaya başladım ona.Gitgide bağlandım.Onu görmeden yapamıyordum.O da öyle söylüyordu.Üşüdüğümde sıcacık elleriyle ellerimi ısıtıyordu.Sarıyordu sevgilisiyle.Utanıyorduk ama vazgeçmiyorduk.O biraz sert bir insandı ama ben çok sevdiğim için göz ardı ediyordum.Onun da beni benim onu sevdiğim kadar sevdiğini sanıyordum. Artık o da yeni insanlarla arkadaşlık etmeye başladı.Beni ihmal ettiğini düşünmeye başlamıştım.Arkadaşları kızlı erkekli karışıktı.Ama bir kız vardı onunla çok ilgileniyordu.Gözleri parlıyordu onunla konuşurken.Bunu hissedebiliyordum.Ne yapmalıyım bilmiyordum.Bir süre izledim.Sessizce izledim.Sonra bunu ona anlattım.Sadece arkadaşım merak etme dedi. Peki dedim.Ama aralarındaki münasebet beni kıskançlıktan çıldırtıyordu.Artık ona inanasım gelmiyordu.Soğumuştuk birbirimizden.Eskisi gibi değildik.Uzaktık. Bir gün bitirmek istedim.O hiç ayrılma lafını açmazdı.Ben açtığımda da hiç tepki göstermedi.Tamam bitsin dedi.Belliydi artık beni istemediği.Hiç acı çekmemiştim.Sınıflarımız karşılıklıydı.O her teneffüs sınıfın önünde durur benim sınıfıma doğru bakardı.O su yeşili gözleri o kadar güzeldi ki..Bir zaman sonra anladım hata yaptığımı.Onu geri istiyordum.Ne yapacağımı bilmiyordum.Bir gün bir mesaj aldım.O yollamıştı.Mesajı ondandı.Çok heyecanlanmıştım.Mesajda bugün çok güzeldin yazıyordu.(O ara saç modelimi değiştirmiştim.)Aslında mutlu olmuştum.İlk başta cevap yazmadım ama sonradan onun her şeyim olduğunu ondan vazgeçemeyeceğimi anladım.Ve biz yeniden başladık. Bu kez her şey daha farklıydı.Her şey daha güzeldi.Bana gerektiğinden fazla ilgi gösteriyordu.Hakkım olarak biraz şımarıyordum.Üç ay böyle devam etti.Her şey çok güzeldi. Ama bir gün kabus geri döndü.Dokuz ocak iki bin sekiz.Saat on bir otuz beş. Bir gün ben onun sınıfındayken zil çaldı.Gitmem gerekiyordu.Gitmemi istemedi.Doğal olarak.Bende gitmek istemiyordum ama mecburdum.Önemli bir dersim vardı.Gitmeliyim dedim.Gitme dedi.Ama geri döneceğim dersten sonra dedim.Gitme dedi.Lütfen dedim.Git dedi.Git tamam git dedi.Gittim. Akşam yine mesaj attı.Özür dilerim dedi.Ben çok kızgındım.Affetmedim.Bitti dedim.Ve o gün gerçekten bitti.Ayrıldık.(Şu satırları yazarken bile ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.)Sonsuza dek.Aylarca ağladım.Keşke affetseydim diye.Çok ağladım.Kimseye anlatamadım söyleyemedim.Çok ağlıyordum.Geri gelmiyordu. Aradan çokça zaman geçti.Belki yarım yıl kadar.Yine İnternette dolaşırken ona rastladım.Çok şaşırmıştım.Ama onun hiç öyle bir hali yoktu .Belli ki çıkarmıştı hayatından beni.Ama ben atamıyordum.Olmuyordu.Konuştuktan sonra beni silmişti.Çok üzülmüştüm. Yine bir gün İnternetteyken böyle olmayacak dedim.Ve hala unutulmadın diye bir mesaj attım.Sonra biz konuşmaya başladık.Yüz yüze değil ama internetten konuşuyorduk.Bana neden okulda konuşmadığımızı sordu.Ben korkuyordum konuşmaya.Ama sonradan okulda da konuşmaya başladık.Ben hala onu seviyordum.Bir gece internette konuşurken her şeyi anlattım ama beni dinlemedi.Anlamadı.Beni tehdit etti.Eğer bu konu bir daha açılırsa azıcık olan arkadaşlığımız da biter dedi.Ben yine çok ağladım.Her gece.. O günden beri iyi arkadaş olmaya çalıştık.Aslında ben biraz uzak kalmaya çalışıyordum.Tamamen aşkımın bitmesi için çaba gösteriyordum.Ama o sanki bana inat her geçen gün kalbime daha bir sevdayla batıyordu.Ve hayatına yeni aşklar girmişti.Kim bilir benden sonra kaç kişiyi sevmişti.Bir gün yazdığı şiirleri gösterdi.Sevdiği kızlara yazdığı şiirlerdi.İçlerinde ben yoktum.O beni hiç sevmemişti.Artık bir yandan nefret ederken bir yandan da hala sevdam bitmemişti.Başka biri olmuyordu.Olamıyordu. Ve şimdi.Aradan iki yıl geçmesine rağmen ben hala ona sevdalıyım.Hala ondan başkası yok aklımda.Çıkarmaya çalışsam da o yine kendine çekiyor beni.Yemyeşil gözleriyle kendine her geçen gün daha da hayran bırakıyor.Şimdi bir sevgilisi var ve onu çok seviyor.Alıştım artık benden sonraki sevgililerine.Eskisi kadar acıtmıyor. Hikayemin başında çok mutluydum ve şimdi sonuna geldim.Ve şimdi çok mutsuzum.Ona sevdayla bağlılığım azalacağına artıyor..Bırakamıyorum. Eğer birini seviyorsanız açık yürekli olun. Aşkınızın peşinden gidin.O yine de anlamasın.Ama siz asla bırakmayın.Ben belki bir gün unutacağım onu.Ama bu hikayem ölene kadar benimle yaşayacak..
Sabırla hikayemi okuyanlara sonsuz teşekkürler..Yorumlarınızı bekliyorum.
-------------------------------------------------------------------------------- | |
| | | cLeopatRa.* !!..мσdנυк
Mesaj Sayısı : 1759 Yaş : 29 Nerden : İzmir Lakap : cLeopatRa Vet Ruh HaLi ? : SanaL Hayvan ? : Hanqi Takım?? : Hanqi Eş?? : Başarı Sistemi : 3 Rep Gücü : 2049 Kayıt tarihi : 03/04/09
| Konu: Geri: Aşk Hikayeleri Salı Haz. 02, 2009 4:54 pm | |
| | |
| | | ~ShéSouL !!..ѕєνιує 8
Mesaj Sayısı : 877 Yaş : 27 Nerden : eNeSi*mn kaLbinDen [LL* Lakap : aSi-muqişH Ruh HaLi ? : SanaL Hayvan ? : Hanqi Takım?? : Hanqi Eş?? : Başarı Sistemi : 5 Rep Gücü : 902 Kayıt tarihi : 30/05/09
| Konu: Geri: Aşk Hikayeleri C.tesi Haz. 13, 2009 2:20 pm | |
| | |
| | | cLeopatRa.* !!..мσdנυк
Mesaj Sayısı : 1759 Yaş : 29 Nerden : İzmir Lakap : cLeopatRa Vet Ruh HaLi ? : SanaL Hayvan ? : Hanqi Takım?? : Hanqi Eş?? : Başarı Sistemi : 3 Rep Gücü : 2049 Kayıt tarihi : 03/04/09
| Konu: Geri: Aşk Hikayeleri Salı Haz. 16, 2009 10:01 pm | |
| Dewmı
4. sınıfın 2. dönemindee çıkmaya başlamışlardı.. daha sonraa kızın erkek arkadaşı hep kızlara bakmaya başlamış ..kız ve erkeğin sınıfları yanyanaymış.. erkek bunu fırsat bilip onların sınıftaki kızlara asılmaya başlamış.. tabii kızın daha sonraa haberi olmşş erkeğin sınıfındaki bi tanee kız erkeğe çıkma teklifi etmiş erkek kabul etmemiş ama kızın onu sevdiğini bile bile onunla aynı sırada oturmuş derslerde yazışmış v.b daha sonra kız 6. sınıftaa erkekten ayrılmıss ve başka birine aşık olmuş hemde nası aşk kız aşık olduqunun farkına varmasından 2 gün sonra aşık olduqu erkek ona çıkma teklifi etmiş kızda sevinerek kabul etmiş.. herşey çok güzelmiş kız ve erkek için tabii lanet olası eski erkek arkadaşı onları rahat bırakmamış ama daha sonra kızın en yakın arkadaşı eski sevgilisiyle konşmuş erkek onları rahatsız etmekten vazgeçmiş ama her nedense çıkmalarından 1ay sonraa ayrılmışlar erkek başkasına aşık olmuş kız intihara teşebbüs etmiş hastaneye kaldırılmış midesi yıkanmış hastaneden çıkınca okula gitmiş aşık olduqu erkek bu olayı durmuş ama sadece kıza seni sevmiyorum artık benim için bişiler yapmaktan vazgeç demiş kız o anda yıkılmış
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
genc Kız Ve £rkek arKadaşiyLa.Son TeLeFon KonuSmaLari.. Grup Hepsi Fan Club - Tüm sevenlere İbret oLsun Gen Kız :ßu KadarMıyDı.Sewqin ..
DeLiKanLi :Ya Ne Sandin Senı SewDiğimi Mİ..
Kız : YikiLmi$ti.işTé Tam O Anda..ßişi SoyLemeDi..ağLiyOrdu TeLeFon'dA SeSizce..
DeLiKanLi.ßir Ara Kızın HicKırıKLarini Duydu...
Ne O YoKsa AğLiyormusun DeğerMi ? SEnin AyriLdiğini SoyLeriz insaLara ßenım icin FarKetmez..
GenCKız: Kız HicKirikLar icinde CikaN.ßoguk SeSiyLe ßardaği Taşiyan Son Soze DayanMadi..
anLamdinmi SerSem Sen Ve Ya ßen Ne farKeDer...?
aYriLDiğimiza AğLiyorum...
DeLikanLi SuStu...
Oysa qenC Kız ßunLari SoyLerKen.SewiyOrDu .Daha oncede'De Sewmi$ti.Hep SeweceqTi.Ama yapacaK ßişi Yoqtu..
ßu SozLeri..KarŞiSinda..Direnen GuruRu varDiR..Gurur Ve Sewqi Ne Kadar TerS KeLimeLer.Ve Sonunda Sewgi TeraZisinde.Ağir baSti.
teLefonu KapaTirirKen.DeLiKanLi..SoguK ßir SesLe.ELweda.Dedi..
GenC Kız ise Gurunu AyakLar aLtina ALaraK SOn ßir Defa.Seni sEwiYOrum DeDi..
TeLefonu KapTirKen DeLiKanLi Du$undu..
Niye niye Yapmi$Ti..Oysa Onu Oda SewiYOrdu Ve ßunu itraf eTmeq icin Yine ARaDi..
faKaT TeLeFona CewaP verMEdi..Genc Kızın EWine qiti..
KaLaßaLiq Vardi.SaSirdi.ACi ßir Siren. SeSiyLe irkiLdi..
ßiraS Sonra icerden ağZinin KEnaRinda kan ßuLunan soğuK ßir CeseT CiqTi..
DeLiKanLi YıkıLmı$..GozyaşLarini TuTaMadi éLweda.Demi$ti..
UyaN Uyan Uyan..deDiySede DuyMadi.genc Kız ßir ara deLiKanLi Kızın eLindeqi Kurumu$ Kağidi.qordu..
BoguLanmi$..Kağidi Okudu..ve Genc Kız SoyLe Yazmi$ti..
TUM SEVENlERE İBREt olsUN...!!..
-------------------------------------------------------------------------
dewamı yormLardan snra.. | |
| | | ~ShéSouL !!..ѕєνιує 8
Mesaj Sayısı : 877 Yaş : 27 Nerden : eNeSi*mn kaLbinDen [LL* Lakap : aSi-muqişH Ruh HaLi ? : SanaL Hayvan ? : Hanqi Takım?? : Hanqi Eş?? : Başarı Sistemi : 5 Rep Gücü : 902 Kayıt tarihi : 30/05/09
| Konu: Geri: Aşk Hikayeleri Cuma Ağus. 21, 2009 12:49 pm | |
| | |
| | | irobik !!..ѕєνιує 1
Mesaj Sayısı : 147 Yaş : 26 Nerden : Dünyadan... Lakap : aşık :) Ruh HaLi ? : SanaL Hayvan ? : Hanqi Takım?? : Hanqi Eş?? : Başarı Sistemi : 1 Rep Gücü : 168 Kayıt tarihi : 05/09/09
| Konu: Geri: Aşk Hikayeleri C.tesi Eyl. 05, 2009 1:41 pm | |
| | |
| | | | Aşk Hikayeleri | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|